Hayatımızda arkadaşlık ve aile ilişkilerimizde nasıl problemler yaşayıp çıkmazlara giriyorsak aynı sorunlara romantik ilişkilerimiz ve evliliklerimizde de rastlamamız mümkündür ,işte tam bu noktada devreye Evlilik Ve Çift Terapisi girer.
Evlilik Ve Çift Terapisi evli/ bekar tüm çiftleri odak noktasına koyup olumlu değişmeyi hedefleyen, Aile Terapisinden farklı olarak sadece çiftlere yönelik olan bir terapi şeklidir. Aile Terapisi tek başına bireylere de uygulanabilirken bu durum Evlilik Ve Çift Terapisi için geçerli değildir. Çiftler arasındaki ilişki döngüsel bir yapıya sahip olduğundan ve söz konusu ilişki iyileştirilmeye çalışıldığından , bu terapilere çift olarak katılmak son derece önemlidir.
Çiftlerden herhangi biri Evlilik Ve Çift Terapisine geldiğinde ilişkisinde süreci nasıl yürüteceğini, başa çıkma mekanizmalarını geliştirmeyi vb öğrenebilir, fakat bu tek başına yeterli olmayacaktır. Geçmiş yıllarda yurtdışında daha yaygın olarak uygulanan bir terapi şekliyken artık günümüzde ülkemizde de yavaş yavaş yer bulmaktadır. Özellikle 80’li yıllardan itibaren başta John Gottman olmak üzere bazı bilim adamları bu alanla ilgili bilimsel verilere ve gözleme dayanan araştırmalar yapmaya başlamışlardır.
Bunun öncesinde ise alanla ilgili pek fazla araştırma bulunmamakla birlikte geçerliliği kanıtlanmamış olan bazı teoriler yer almaktadır.Mesela; çiftlerin birbirlerine olan öfkelerini dile getirmelerinin onları rahatlatacağı bu teorilerden birisidir.Evlilik Ve Çift Terapisine gelme ihtiyacı hissetmenize sebep olacak etkenler ise genel olarak; şiddetli geçimsizlik,iletişim problemleri,çocukla ilgili problemler ve cinsel hayatınızla ilgili problemler olarak sayılabilir.
Unutmayınız ki aile birbiriyle ilişkili ve sürekli olarak etkileşim halinde olan yegane bir sistemdir.Bu sistemde çiftlerin problem yaşaması nasıl çocuğu etkileyecekse aynı şekilde çocuğun bir problem yaşamasının da çiftleri etkilemesi kaçınılmazdır.Bu nedenledir ki, anne ve babanın dışında çocuğun diğer ebeveyni de onların arasındaki ilişkidir.Her aile kültürel, sosyal, coğrafi vb birçok yönden kendine özgü nitelikler taşır.Bu nitelikleri bir ailenin kahvaltı edişinden tutun da doğum günü gibi özel günleri kutlayışını gözlemleyerek anlamak mümkündür.Dolayısıyla her çift/aile ‘ye uygun olan terapileri yapmak gerekir. Son olarak evliliklerde ve ilişkilerde algı yönetimi, iletişim , partnerimizi ne kadar iyi tanıdığımız,ilişkimize yaptığımız atıflar ve ilişki geçmişimize dair hafızamızın da ilişkimizi/evliliğimizi büyük ölçüde etkileyeceğini söylemek gerekir.
Bunlardan kısaca söz etmek gerekirse;
algı yönetimi: ilişkiyi ilk başta etkileyen sosyal medyada yönetmesi daha kolay olan ,genelde kendimizi başkalarına iyi gösterme eğilimi içerisinde olduğumuz imajımızdır,
iletişim:demek istediğimiz cümlelerin karşı tarafa nasıl ulaştığı ve ilişkileri esas etkileyen kısımdır , ancak iletişim kurarken Mahşerin 4 atlısı dediğimiz eleştiri,savunma,aşağılama ve duvar örmeden uzak durmamız gerekmektedir ,partnerimizi ne kadar iyi tanıdığımız ise ilk baştaki flört döneminde karşı taraf hakkında olabildiğince bilgi edindiğimiz ve ilişki süresince devam ettirdiğimiz kısımdır ve son derece mühimdir,ilişkimize yaptığımız atıflarsa: mutlu bir ilişkiyse pozitif iken mutsuz bir ilişkide ise tam tersi bir yapı gösterir,ilişki geçmişimize dair hafızaya geldiğimizdeyse: ilişki tarihçesine dair anılar şu andaki duyguları büyük ölçüde etkileyebilir ve yeni bilgiler eklendiğinde bu anıların da değiştiğini görebiliriz.Sonuç olarak evlilik/ilişkilerde bu etkenlere dikkat etmenin ne kadar önemli olduğunu vurgulayıp ,hepinize hayat boyu sürecek mutlu ve huzurlu ilişkiler dilerim.